3 Mart 2015 Salı

İsteklerimiz... İhtiyaçlarımız...

HAYATTA HER İSTEDİĞİMİZ OLMAZ
AMA;
HER İHTİYACIMIZ KARŞILANIR!

Öncelikle isteklerimiz ve ihtiyaçlarımız arasındaki farka odaklanırsak, 'hayatta her istediğimiz olmaz ama her ihtiyacımız karşılanır' demek doğru olur. Çünkü her istediğimiz iyiliğimize olmayabilir. Basit bir örnekle açıklarsak, bir çocuk sürekli çikolata, pasta, cips, şekerleme yemek ister ama anne-baba bunun çok ta hayrına olmayacağını bildiği için, çocuğu üzülsede bu isteklerini geri çevirir. Bazen alır, bazen almaz. Ama yaşamsal ihtiyacı olan gıdaları vermekte hiç tereddüt etmez. Parasının bir kısmını bu ihtiyaçları karşılamak için seve seve harcar. Tıpkı bunun gibi, sistem de bize aynı şekilde davranıyor gibidir. Örneğin, bir insan çok istediği halde evlilik gerçekleşmiyorsa büyük olasılıkla en öncelikli ihtiyacı neyse, önce onu halletmesi gerekmektedir.

Bir hikâyeyle açıklarsak, orta yaşlarında bir hanım maddi ve manevi anlamda kendi ayakları üstünde durmak ihtiyacının farkındaydı. Yine de, zengin biriyle evlenip hayatı kolayından yaşamak istiyordu. Boşanmayla biten bir evliliğin ardından bir süre çalışmış, oğlunu ablası büyütmüştü. Severek ve isteyerek evlenmişti ama yürütememişti işte. Sürekli ailesinden birileri maddi-manevi destek olmuş ve annelik vb. temel sorumluluklarından kaçmıştı. Ama artık ailesi de bu durumdan bıkmıştı. Onlar da ilginç bir şekilde, dayanamayıp kızlarına yardım ediyor ama ardından başına kakıyorlardı. Ve onun hayatını yönlendirme hakkı görüyorlardı kendilerinde. Bu kez kızları içerliyor, ‘Yardım etmeyin o zaman’ diyerek kızıyordu onlara. Kısaca, yardım gelse de gelmese de huzursuz oluyor, çok istediği bolluk, rahatlık gerçekleşmiyor diye bir çocuk gibi üzülüyor, sıkıntısını sigarayla gidermeye çalışıyordu. Zengin biriyle evlenme isteğini çok haklı buluyor, gerekçe olarak, hayatın zorluklarından yorulduğunu anlatıyordu. Diğer yandan, hiç çalışmak zorunda olmayan ve lüks içinde yaşayan bir sürü ev kadınını örnek gösteriyor, kendisinin de pekâlâ onlardan biri olabileceğini, olması gerektiğini söylüyordu. Olmama olasılığını kesinlikle reddediyor, böyle bir olasılık olabileceğini duyduğunda yüzü asılıyor, enerjisi düşüyordu. Ancak hayat onun yüzünün asılmasına bakmadan, öncelikle sorumluluk alma ihtiyacını karşılaması gerektiğini anlatırmış gibi, tam da bu ihtiyaca uygun deneyimler gönderiyordu. Örneğin, borçtan kurtulamıyordu. İlgisizliğinden olsa gerek, oğlu madde bağımlısı olmuştu. Bunlar yetmezmiş gibi, karşısına hep evlenmek yerine birlikte yaşamak isteyen erkekler çıkıyordu. Sanki ruhsal düzeyde yaydığı enerji karşısına tam da ‘kendi gibi’, bir yuvanın sorumluluklarından kaçan insanlarla karşılaşmasına neden oluyordu.

Bu hikâye üzerinden değerlendirirsek, hayatın bize görünür düzeyde dillendirdiğimiz isteklerden çok, ruhsal ihtiyaçları gönderdiğini söyleyebiliriz. Sanki sistem ‘istediğini elde etmek istiyorsan, önce direnç gösterdiğin konuyu keşfetmeli ve onu hayat dersin olarak kabullenmelisin’ der gibi çalışıyor. Oysa bu hanım tam tersini yapıyor, isyan ediyordu. İsyan etmek insani duygulardan biri olsa da, bu duyguyu ifade edip salıverdikten itibaren kişinin kendi gerçeğiyle yüzleşmesi ve gerekeni yapması uygun olur. Aksi halde, yaşadıklarına yokluk bilinciyle bakmış olur ki, bu bilinç kendi başına bir ceza halini alır. Çünkü yokluk bilinci, kişinin tüketemeyeceği kadar çok zenginliğin içinde bile o zenginliği görememesine neden olur. Dolayısıyla, kendi sorumluluklarını üstlenmesinin, kişiyi adım adım çok istediği rahatlığa ulaştıracağını söyleyebiliriz. Böylece, kişi her şeyin yolunda olduğu duygusuyla bolluk bilincini yaşamaya başlayabilir ve bu bilinç onun olumlu enerji yaymasını, evliliğe 'yuva kurmak-hayatı paylaşmak' gibi sağlıklı anlamlar yüklemesini sağlayabilir. Titreşim Yasası açısından değerlendirirsek, bu anlam, istek ve ihtiyaç arasındaki farkı kaldırabilir ve kişi bu kez, bu sağlıklı ve doğal enerjiye uygun kişilerle karşılaşma olasılığı arttırabilir.

-Sezaver Seçki




------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Sezaver Seçki ile Evrensel Yasalarla Kuantum Düşünce Tekniği İZMİR'de!*

14-15 Mart'ta


Lütfen iletişime geçiniz: 05326578337 - 05336866189

Detaylı Bilgi ve Etkinlik Linki:
https://www.facebook.com/events/345331388994524

*Eğitimin içinde Regresyon (Geçmiş Yaşam) Terapisinin uygulamalı bir mini tanıtımı da yapılacaktır.
Dileyenler eğitimden sonraki iki gün uygun saatlerinde 3 saat süren bireysel regresyon seansı talep edebilirler. (16-17 Mart 2015). Bilgi için iletişime geçiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder